18 Mayıs 2009 Pazartesi

Fast food kansere neden oluyor


Hemoroidle karıştırılan kolon kanseri en çok fast food beslenme alışkanlığı olanlarda görünüyor. Dr. Durmuş 50 yaş üstü kişilerin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini belirtti
Radyo 7 programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’ya Gün ortası programının dünkü konuğu Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ali Durmuş oldu. Kolon kanseri, sebepleri ve tedavisiyle ilgili bilgiler verdi. Durmuş, "Son zamanlarda kolon kanserinin en çok kimlerde olduğuna dair araştırmalar yapılıyor. En çok Amerikalı insanlarda oluyor. Genelde fast-food la beslenmeden dolayı kolon kanseri çok fazla oluyor." dedi.
EDA: Kanser nedir?
ALİ DURMUŞ:
Vücutta normal çalışan hücreler vardır. Bu normal çalışan hücreler zaman içinde rolünü değiştirip vücutla savaşmaya başlar. Mesela kolon dokusu vardır, bu doku değişip zamanla kendi kendini yemeye ve tüketmeye başlıyor. Bunun ne yazık ki belli bir sebebi yok ama kansere yakalanmaya yardım eden bazı şeyler var. Sigara, alkol, beslenme bozukluğu gibi nedenler kanser oluşumuna yardımcı oluyor. Ama kanseri yapanlar yalnız bunlar değil. Öyle olsaydı düzenli beslenen, sigara, alkol kullanmayan insanların hiç kanser olmaması gerekiyordu fakat diğer insanlara da kansere yakalanabiliyor. Diyelim ki sigara içen bir kişiyle içmeyen iki kişi de kanser olacak. Sigara içen kişi 50–30 yaşlarında kansere yakalanırken sigara içmeyen diğer kişide de bu süre 70–80 yaşlarında oluyor ve bu sırada hasta zaten başka bir hastalıktan öldüğü için belki de akciğer kanseri olmadan ölüyor. Yani eğer siz kendinize dikkat ederseniz kanser olma süreniz uzuyor.
EDA: Bir de sigara içen de ölüyor içmeyende ölüyor diye kendimizi kandırmayalım. Arada çok büyük bir fark var değil mi?
ALİ DURMUŞ:
Tabi ki de fark var. Bir tanesi 30-50 yaşında diğeri 70 yaşlarında ölebiliyor.
EDA: Siz uzmanların söylediğine göre zaten vücutta kanser hücreleri vardır. Ama önemli olan bunun tetiklenip tetiklenmemesi değil mi?
ALİ DURMUŞ: Ben genelde hastalarıma şöyle diyorum: eğer kanseri daha başlangıçta fark ederseniz kanser henüz tam anlamıyla oluşmadan tedavi edilirseniz kanserden kurtulursunuz.
EDA: Kolon kanseri nedir?
ALİ DURMUŞ: Kolon kanseri bağırsak kanseridir. Bağırsak kanserlerindeki en büyük sıkıntı hastaların kanseri hemoroitle karıştırmalarıdır. Yani hemoroit kanser yapmaz. Hemoroit zannettiğimiz bazı durumlar vardır. 50 yaşının üzerindeki insanların bu duruma çok dikkat etmeleri lazım. Kolon kanserinin belirtileri şunlardır. Uzun süre kabızlık, uzun süre ishal, zayıflama, kansızlık… Bu tür bulgularda hastanın mutlaka bir doktora gitmesi gerekiyor.
EDA: Bir anda aşırı zayıflama mı oluyor yoksa hastalar zamanla periyodik olarak mı zayıflıyorlar?
ALİ DURMUŞ:
Genelde kanser hastaları kısa dönemde zayıflarlar. Bir hasta diyet uygulamadan ani olarak zayıflıyorsa o zaman mutlaka o kişinin bir doktorla görüşmesi lazım.
EDA: O zaman kolon kanseriyle diyet arasında bir ilişki var değil mi?
ALİ DURMUŞ:
Evet var. Son zamanlarda kolon kanserinin en çok kimlerde olduğuna dair araştırmalar yapılıyor. En çok Amerikalı insanlarda oluyor. Genelde fast-food la beslenmeden dolayı kolon kanseri çok fazla oluyor. Türkiye de o kadar fazla değil.
Türkiye’de ikinci sırada. İlk sırada akciğer kanseri, ikinci sırada erkekler de prostat ve kolon, bayanlarda göğüs ve kolon kanserleri…
EDA: 50 yaş ve üzerinde çok fazla risk olduğu söyleniyor. Ama Türkiye bildiğimiz kadarıyla genç bir nüfusa sahip. Kolon kanseri oluşumunun ikinci sırada olması gençlerinde yüksek oranda bu hastalığa yakalandığını göstermez mi?
ALİ DURMUŞ:
Evet genelde kolon kanseri 50 yaşından sonra olur. Zaten yapılan araştırmalarda da hasta 50 yaşından sonra eğer bir sağlık sigortası yaptıracaksa önce bağırsağına baktırıp ondan sonra sağlık sigortası yaptırıyor. Çünkü yakalanma oranı yüksek. İnsanlar şunlara dikkat etmeliler: birincisi eğer ailede kolon kanseri olan birisi varsa mutlaka kendiside 50 yaşından sonra kontrollere gitmeli. Çünkü genetik olabiliyor. Kolonoskobi dediğimiz olayda çok kolay bir şey değil ama eskiye göre daha sık yapılabiliyor. Eskiden hastaya 6–7 ay süre veriliyor. Şu an her merkezde rahatlıkla yapılabiliyor. Bir günlük bağırsak temizliği yapılıyor. Bağırsak temizliği yapıldıktan sonrada ışıklı bir boruyla hastanın bağırsaklarına bakılıyor. Avrupa standartlarında sıkıntısı olmayan insanlarda bu işlemin 5 yılda bir yapılması gerekiyor. Ama kolonun belirtileri varsa bu işlemin daha sık aralıklarla tekrarlanması gerekiyor.
EDA: Bu durumda korunmak için bir yaş sınırı söyleyebiliyor muyuz?
ALİ DURMUŞ:
Bence 40 yaşına gelmiş birisinin doktora gidip baştan aşağıya muayene olması lazım. Hastalarda ki en büyük sorunumuz şu oluyor: muayene için biz o hastaya bazı tahliller, testler veriyoruz. Bunlarda insanın bir gününü alıyor. Bunun için hasta da şikâyet ediyor. Oysaki 40 yıllık bir yaşamın içinde siz sadece bir gününüzü sağlığınıza ayırıyorsunuz. Kolon kanserlerinde ki en büyük sıkıntı da hastalığın geç tanımlanması. Çünkü çok sinsi bir hastalık. Bir boruyu ve o borunun içinde yavaş yavaş büyüyen bir kitleyi düşünün. Onun içinden de su geçtiğini düşünün. Yavaş büyüdüğü zamanlar da su geçerken bir sıkıntı olmuyor ama belli bir aşamadan sonra katı maddeler geldiği zaman buradan geçmemeye başlıyor. Borunun içindeki kitle daha da büyüdüğü zaman siz ne yerseniz yiyin geçmiyor. Hasta bu sefer bize kabızlıkla geliyor. Belli bir zamandan sonra da tamamen tıkanıyor. Bu duruma halk arasında bağırsak tıkanıklığı deniyor. Bu durumda artık kolon kanseri tamamen ilerlemiş ve bağırsakların tamamını tutmuş oluyor. Burada hastayı hemen acil ameliyata alıyorsunuz. Bazen kitleyi sökebiliyoruz bazen sökemiyoruz. Genelde acile aldığımız kişilerde bağırsağı hasta rahat etsin diye bir süre dışarıya bağlıyoruz. İkinci bir durum daha var. Kolon kanseri bazen içeri doğru büyür. İçeri doğru büyüdüğünde dışa doğruda büyür. Bu dışarıya büyüyen kanser kolondaki dört tabakayı geçerde yan dokulara ulaşırsa buna ilerlemiş kanser diyoruz. Bu durum hastanın ömür süresini çok azaltıyor. Eğer hastalık boruyu tıkamaya yeni başladığında onu fark ederseniz hastayı basit bir ameliyatla bu hastalıktan kurtarabiliyoruz. Bu hastalık hastanın yaşamını hiçbir şekilde etkilemiyor.
EDA: Kolon kanserinin sebepleri biliniyor mu?
ALİ DURMUŞ: Sigara, yağlı yiyecekler, kırmızı et, alkol suçlanıyor ama çok kesin bir nedeni yoktur. Zaten asıl sebebi bildikten sonra sonuca gitmek çok kolay. Zaten şu an genetik olarak araştırılan en önemli şey kanserin oluşma nedenleridir. Kanser olmamak için neler yapılması gerekiyor diye sorarsak onun cevabı şudur: ilk olarak kabız kalmayacaksınız, sabahları bir bardak su içeceksiniz. Akşamları mutlaka salata veya sebze yemeyi yiyeceksiniz. Gün içinde ne yerseniz yiyin akşamları sofranızda mutlaka sebze yemeği olması lazım. Bunlar lifli gıdalardır. Lifli gıdalar yediğiniz zaman toksinler bağırsaktan daha çabuk atılıyor. Uzun süre kabızlıklarda toksinler bağırsakta bekliyor. Mesela bağırsak hareketleri çok yavaş olan hastalarımıza ben gün içinde kayısı tüketin diye öneriyorum.
EDA: Brokoli ve karnabaharın özellikle kanseri önlediği söyleniyor. Doğru mudur?ALİ DURMUŞ: Doğadan ne yerseniz yiyin, abartmadığınız sürece doğal olan her şeyin bir yararı var. Ama zaten tedavi için verilen ilaçların hepsi doğadan gelme. Öyle olduğu için hastayı sadece belli bir yiyeceği yiyerek hastalıktan kurtulursun diye yönlendirmekte doğru değil. Faydası tabi ki var. Ama hastalığa yakalandıktan sonra hasta isterse tonlarca lahana yesin, etkisi olmaz.
EDA: Tedavi şekli nasıl oluyor?
ALİ DURMUŞ: Artık toplum olarak bu zamanda sağlık açısından çok sıkıntılı bir millet değiliz. Eğer kanser üremeye başlarsa kanamalar başlar. İçerdeki kanamayı siz fark edemezsiniz ama vücuttan atılan dışkıda kan görürsünüz. Bu gizli kandır. Eğer gizli kan negatifse %90 bir sorun yoktur. Eğer gizli kan pozitifse o zaman mutlaka Kolonoskobi yapılması lazım. Kanda yine kanser tahlilleri var, bunların yaptırılması lazım. Ama eğer böyle bir şüpheniz varsa sadece bir sağlık ocağına giderek gizli kan baktırabilir miyim derseniz bu tahlili yapıyorlar. Buna baktırdığınızda sonuç pozitifse önlemini alabilirsiniz.
EDA: Cerrahi tedavi gençlerde ve yaşlılarda daha farklı mı oluyor?
ALİ DURMUŞ: Kanser hastalarını incelediğimizde genelde ailelerinde de kanser olduğunu görürüz. Bu durum genetiktir. Genç bir kişide ailesinde de olduğu için bir kanser riski varsa ve kendinde de kanser bulgularını hissediyorsa, kanser o kişiyi etkiliyorsa hastalık süreci bu hasta da çok hızlı ilerliyor. Yaşlı insanlar zaten doku hücreleri yavaşlamış, doku olarak geri kalmış olduğundan hastalık yaşlı insanlarda daha yavaş ilerliyor. Aslında biz daha insan vücudunu tam olarak çözemedik. Mesela kolon kanseri nedeniyle tedavi olan bir hastanın bizim tıbbi verilerimize göre belli bir ömür süresi vardır. Bu süre erken kanserlerde ortalama 10 yıldan 20 yıla kadar çıkabilir. Mesela bazılarını tedavi ettikten sonra yine tıbbi verilere göre 5 yıl şeklinde bir süre veriyoruz. Sonradan hastayı takibe alıyoruz. Bazen bir bakıyoruz hasta 15 yıl yaşıyor. Bunun sebebi bana göre hasta eğer hastalığı yeneceğini düşünürse, beyin mekanizmasını bilemediğimiz bir şekilde bu yünde çalıştırabilirse bu yönde kanseri yenebiliyor. Bu anlamda moral çok önemli.
EDA: Halk arasında birde şöyle bir inanış var. Kansere bıçak değdiği anda kanser yayılır. Bu ne kadar doğrudur?
ALİ DURMUŞ: Esasında görüş olarak bu doğru. Ama genelde biz hastayı ameliyat ederken eğer hastalık dışarıya yayılmamışsa tedavisi çok kolay oluyor ve sonucunda vücutta hiç kanser kalmıyor. Bıçak değdiğinde yayılır olayı şöyle oluyor. Hasta bize son aşamada geliyor. Biz bu hastayı ameliyata alıyoruz. Bu durumda kanser her tarafa yayılmış oluyor. Hastanın da 2–3 ayı kalmış oluyor. O süre geçince de hasta ölüyor. Bunun üzerine insanlar bıçak değmese ölmezdi demeye başlıyorlar. Hâlbuki bizim değdirdiğimiz bıçak doğrudur ama biz hastaya bir şey yapamıyoruz ki. Eğer kanserin tümü söküldüyse ve vücutta hiç kanser kalmadıysa hasta daha uzun yaşar. Eğer hastalığın bir kısmı alınıp bir kısmı içerde bırakılırsa, vücutta kanser kaldıysa bu hasta ne yazık ki çok uzun süre yaşayamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder